22 Temmuz 2010 Perşembe

Kül kedisi ve Ben

Onunla birlikte mutluluğum da beni terketti.
Şimdi içimde kala kuru bir yalnizliktir.
Bu yalnızlık acılarla yıkanıp arınacaktır.
Dün gece külkedimi kendi ellerimle götürdüm bensizliğe,
İçim kanadı uzun süre ayrılamadım onu düşünmekten
şimdi aynı özlem içinde,durup yüreğimi acıtıyor.
Bilmiyorum güzel külkedisi seni ne zaman unuturum.
Bir Kül kedisi aramak ve o kül kedisini tam bulduğunu düşünmek ama ayakkabı ona büyük gelmesi....Ne yapılabilir ki kül kedisini d düşünmek gerekir ama ayağına olmayan bir ayakkabıya zorlayamayız. Dün gece bir külkedisi geçti buradan sessiz ve usulca keşke külkedisi burada kalsaydı demek gelirdi içimden ama
diyemedim. Sözcükler dügümlenip boğdu sanki...
her şeye rağmen ayakkabı ile yine yalniz başbaşayiz.
Ayakkabıya ne zaman bir sahip buluruz ?
Bu arada bu ayakkabıyı kim verdi bana bilmiyorum .
Ayakkabıyı belki de biz oluştuyoruz. O ayakkabı bizim düşüncelerimiz ve isteklerimiz belki de Annemiz. Benim gibi Annesinin oğlu olan bir kişi için her şey ya da o ayakkabıyı elinden bırakmak çok zor ama ayakkabı olmadan da olmuyor.
Unutmak ayakkabıyı deneyen kişiler arasinda dersiniz bu ayakkabı buna olmalı dersiniz. ama olmaz...O kada üzülürsünüz ki ...ama aslinda o külkedisi olmalıydı dersiniz içinizden ... bu ayakkabı bunun için yapılmalıydı. Dedim ya Ayyakkabı dır her şey. Her şey bitiren o ayakkabıdir. Neyse külkedisini aramaya devam...

Hiç yorum yok: