17 Temmuz 2011 Pazar

Her şeyi kaybedebilirim ama umudumu asla

en alt yer dedikleri böyle bir şey olmalı..

Bir gün bir çukura düşersin çıkmaya çalışırsın ama çıkamazsın sonra dersin ki çıkmam gerekir uğraşırsın elini atarsın bir yere tam çıkacağını düşünürsün ama taş eline gelir ve tekrar düşersin. başına gelen taşı ve ağrımasını hiç düşünmezsin ...
yavaş yavaş karanlık içinde görmeyi öğrenirsin . Sonra karanlıkla konuşmayı öğrenirsin. İlk önce kendini yalnız hissedersin sonra senin gibilerinde olduğunu düşünürsün. sonra dersin ki benim buraya düşmem tesadüf eseri olamaz. Büyük bir düşünme güneşinde bulursun kendini ve tekrar eden ve cevaplaman gereken binlerce sorunun olduğunu anlarsın .
Madem ben burdayım. beni bilen biri bende bir şeyi görmemi istiyor. NE acaba deyip bu dert içindeki dermanı arasın
Dersin sonra her şeyi ve herkesi sorgularsın. Dersin ki madem ben burdayım dersin ki hayatındaki bütün sahtecilikleri tek tek temizlersin.
En başta dostlarını sorğularsın beni çukurda unutup unutmadıklarına bakarsın. hepsini temizler ve sahte olanları çürükleri temizlersin. Onlara fazla güvenmemeyi öğrenirsin. Sonra seninle ortam gereği arkadaşlık yapanları temizlersin. sonra sahte yüzleri temzilersin. Dökülenlerin geride kalanları hiç biri bi önemi yoktur.
İnsanı asıl yaralayan en başta sağlam zannetiği çürük elmalar....
sonra diyosun ki her şey daha güzel olacak ama olması gerekenlerlKaydı Yayınlae beraber her şey daha güzel olacak diye düşünüyorsun.
ve sonra başlar Samimiyet ve gerçek arkadaşlık ..



Hiç yorum yok: